23 Eylül 2009 Çarşamba


Senelik izindeydim. Başıbüyüklü Asuman’a tutuk, tek yarıda karşı kaleye yarım düzine top bıraktığım zamanlar. Steel Pulse “Handsworth Revolution“ beyaz casio walkman’imde tek, ben tüm hayatın o şekilde geçeceğinden endişeli, kışlar çok sert ve yağışlı, yazlar sıcak ve kıvrak Selçuk Yula ölümsüz ruhtu.

The Go-Betweens, “Streets Of Your Town” (7 inç, 1988, Beggars Banquet, 218) içerisinde bir plak, bir rozet, fotoğraf ve sokak planı olan bir kutuda yayınlanmıştı. Robert Forster ve Grant McLennan’ın, pop müziği son turda okyanus aromalı yumuşatıcıyla durulamaları, romantik hareketin bitişiyle hemen bu dönemin ardından son buldu. Bundan yirmi yıl önce biz daha bu piyasada yeni yeni ekmek yemeye başlamışken babam vasiyetinde, “Derdini herkesle paylaşma, seninle yitecek sırların olsun. Son görevde kabrime in kucakla, bilirsin sırtım ağrır, boynum ağrır, sağ yanıma iyice çevir, öyle yatır…” Diyordu.

Bir başka sokak planı Kensington Bahçeleri’ni merkez alan kapakta, Shack plağı “Comedy” (10 inç, 1999 London promo, LTDJ427) ileri seviye raflarında yerini alırken Robbie Fowler neyse, aynı Michael Head “Thank You” (resimli 7 inç, 1982 Virgin, VST 557) yu yazdığında Selçuk Yula da bu coğrafyada oydu.

Kadıköy’den karşıya pek bir gönülsüz geçtiğimiz ve her seferinde saat farkına maruz kalmışçasına sendelediğimiz terk edilmeler mevsimindeydik, deniz neredeyse dalgalı, vapur standart şehir hattı, bir tek anımı anlatabilmekte zorlanıyorum, zaman yavaşlamış gibi akarken bir ihtiyar kan taşı satıyor, bir kız şoparı darbukanın tersine para attırıyordu. “Tövbe bir daha bu vapura binmem” demişim, “kalbim yandı...”

Rolling Stone, Ekim 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder