23 Eylül 2009 Çarşamba





Kumbaracı yokuşundan aşağı yuvarlanıp, kendime gelene kadar kaşımı gözümü yarmışım. Uyandığımda ilk yarısını gece ziyan ettiğim şişe ağzımdaydı. "Sabah sabah nasıl içiyorsun onu?" diye söylendi.

"23 yaşındaydım" diye anlatmaya başlıyordum. Blur "Country House" ile haftanın sonunda listeye en tepeden bakarken, en iyi ikinci Gallagher Kardeşler "Roll With It" ile aynı listenin 2 numarasında çanak çömlek patlatıyorlardı. Beyaz giyiniyorduk, zayıftık ve henüz ellerimize kir bulaşmamıştı.

"Daha ilk günden dır dır etmeye başladın" diye cevap verdim. Büyük ve beyazdı. Bana annemi anımsatanlardandı ve bunu onlara söylediğim an bittiğimki olacaktı, çıktım. Limana doğru St. Benoit'nın önünden adımlıyor, aklımda "Mother's Little Helper" kaya keleri gibi bastığım yerin rengine çalıp görünmez, format yemişçe hissederken yağmur kedi-köpek gibi yağıyor, hayatımın tüm suyu içimden çekilmişçesine ölüm kokuyordum. Şüphesiz ölüm bile o denli kısır değildi. *

*A. H. Tanpınar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder